Konya Şeb-i Arus Turu ( Bursa Çıkışlı )

 Sabah belirlediğimiz yerde kahvaltımızı aldıktan sonra gezimize’ Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...’ dizeleriyle bizleri çağıran, Şems-i Tebrizi ile yakmış oldukları ateş ile asırlar boyunca insanların yüreğini ısıtan Hz Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin türbesi ile başlıyoruz. Kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe), Matbah-ı Şerif, Sabır Taşları, Mesnevi’nin ilk sayfası ve Şeb-i Arus Havuzu bugün müzeye dönüştürülmüş olan Mevlâna Celaleddin-i Rumi’nin Türbesi içerisinde göreceğimiz eserler olacaktır. Yol boyunca rehberlerimiz tarafından yapılacak anlatımlarla beraber çok daha anlamlı hale gelecek bu ziyaretimiz sırasında yer yer duygulanacak, yer yer hüzünlenecek ama sonunda fazlasıyla huzur bulacağımız bir ‘’Aşk’’ a yolculuk yapmış olacağız. Hz. Mevlana’nın Türbesini gezdikten sonra Mevlana’nın gidişinin ardından uğruna ‘’ Hamuş yani öldüm ‘’ dediği Şems-i Tebrizi’nin türbesini ziyaret etmeye gidiyoruz. Şems-i Tebrizi’nin öldürülerek içine atıldığı kuyunun üzerine inşa edilmiş Şems-i Tebrizi camiinin içerisinde bulunan türbeyi ziyaret ettikten sonra Meram Bağlarına doğru yola çıkıyoruz. Konya şehir merkezine yakın bir yer olan Meram Bağlarında Tavus Baba Türbesini ziyaret ediyoruz. Halk arasında dilek dilenirken tuz serpilmesinden dolayı Tuzcu Baba olarak da bilinen türbeyi ziyaret edip biraz soluklandıktan sonra Konya şehir merkezine çok yakın bir mesafede bulunan ama tarihi yapılarla dolu Sille Köyüne geçiyoruz. Aya Helena kilisesini ziyaret ettikten sonra sille çayı kıyısında yürüyüş yaparak köy meydanına geçiyor ve günün yorgunluğunu köy kahvelerinde dinlenerek atıyoruz. Sille gezimizin ardından otelimize ulaşıyoruz. Dinlenme ve akşam yemeği sonrasında izleyen herkesin mutlak hayran olduğu Mevlevi Sema Töreninin yapılacağı Kültür Merkezine geçiyoruz. (Program müsaitliğine göre gündüz yapılan törene de katılınabilir. ) Her bir hareketin, her kıyafetin anlam taşıdığı ve dört bölümden oluşan Sema Töreni sırasında içimizi sonsuz bir huzur kaplayacak. Ney sesi ve semazenlerin Aşk İle Raksı esnasında kendimizi başka bir dünyada hissedeceğiz.

Otelimizde aldığımız kahvaltının ardından gezimize Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış olan Konya’daki Selçuklu eserlerinin en güzel örnekleri ile başlıyoruz. Emir Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan ve Celaleddin Karatay’ın türbesinin de bulunduğu medrese günümüzde Çini Eserleri Müzesi olarak ziyaret edilebiliyor. Ziyaretimiz sırasında Karatay Medresesinin içerisinde sergilenen Selçuklu çinileri ve Taç kapısındaki Rumi Sanat etkilerini görme fırsatı bulacağımız gibi özellikle Turkuaz ve Mavi çinilerle bezeli kubbesi gören herkesi büyüleyecektir. Karatay Medresesi gezimizi tamamladıktan sonra çok yakın mesafede bulunan bir başka Selçuklu şaheseri olan İnce Minareli Medreseye geçiyoruz. Taç kapısındaki taş işçiliğinin inanılmaz detaylara ulaştığı ve taşların nakış gibi işlendiği İnce Minareli Medrese günümüzde Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak ziyaret ediliyor. İçerisinde Selçuklu kartal kabartmaları, ahşap oymacılık sanatları olan kakma ve kündekari teknikleri ile yapılmış inanılmaz detaylardan oluşan kapı ve pencere kanatları, Fars-Arap-Bizans-Türk etkilerinin bir arada bulunduğu kültürel izleri görebileceğimiz medrese ziyaretimiz sonrasında dünyanın en büyük kavşağı olarak kabul edilen Alaaddin Tepesi etrafında panoramik bir tur gerçekleştiriyoruz. Panoramik turumuz sonrasında Mevlevi koleksiyonlarının sergilendiği bir noktada Elif, Vav, Hiçlik gibi özel sembollerin tanıtılacağı bir noktada alışveriş yapma imkânı buluyoruz. Ardından Akşehir’de bulunan Nasreddin Hoca türbesini ziyaret ediyoruz. Sonrasında ise dönüş yoluna geçiyoruz